Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

HALKIN PROFESÖRÜ

A+A-

HALKIN PROFESÖRÜ

‘’Cahil kesime güveniyorum, okuma oranı arttıkça 

beni hafakanlar basıyor” diyen YÖK'e 

yönetici yapıldı.

Bir prof etiketli TV’de ‘’oruç tutmayan 

kadınları dayakla’’ tehdit etti. 

Sarıklı Rektör-pardon- Şeyhülislam Efendi(!) 

“Demokrasi isteyen kafirdir’’ dedi.

“Hazreti Nuh'un cep telefonu vardı”, 

“Deve sidiği şifalıdır”, ‘’Akademisyenler İngilizce bilmesin’’ 

diyen üniversite hocalarımızla tarihe geçtik.

Öğretim üyesi fişleyen üniversite yöneticileri de mevcut.

‘’Dekolte giyen kadınlar tecavüzü göze almalı’’ 

ifadesiyle maruf prof’umuz da!

Hatta bir profesör  ’’Yerel seçimde hiçbir kadın 

adaya oy vermeyeceğini’’ ilan etti.

 

***

NASA’’Yeni Dünya Projesi’’ kapsamında 

Mars’ta gıda yetiştirmek için sera çalışmalarına başladı.

Seçilen 5 üniversite ‘’şişirilebilir’’

Mars serasının tasarımı/kurulumu konusunda destek verdi.

Bizim ise ‘’manav reyonu’’ açmakla 

övünen bir üniversitemiz oldu!

TÜBİTAK, aynı anda iki yerde birden görülebilen ‘’Tillo 

evliyalarının kerametleri projesi’’ni, bilimsel kabul etti!

YÖK, adeta medreseye dönüştürülen

üniversitelerimizden “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 

Tutum Belgesi”ni de yürürlükten kaldırdı.

YÖK’ten yapılan açıklamada cinsiyet eşitliğinin 

“Toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip 

olmadığı ve toplumca kabul görmediği’’ 

belirtildi; hayırlı olsun(!)

 

***

206 üniversite var ama

büyük çoğunluğu, üniversite ölçeklerine vurulsa, 

hepsi sınıfta çakacak nitelikli olduğu da bir realite. 

Sonra…

‘’Dünyada ilk 500‘de neden bizim 

üniversitelerimiz yok?’’ sorusu…

 

*** 

Yazıyı yazarken binlerce öğrenci yetiştirmiş 

DEÜ’nün Öğretim Üyesi Cumhuriyet Tarihçisi 

Oktay Gökdemir’in bir paylaşımı düştü ekranıma.

Oktay Hocam akademik ünvanıyla ilgili yorum 

yapanlara(Yard.Doçent’tir kendileri)

sitemle yanıt vermiş;

‘’En zor şey; insanın kendisini anlatmasıymış.

Ben bu YÖK sisteminin profesörlüğünü ret ediyorum...

Buu benim tercihim! Yoksa kriterler açısından 

10 defa profesör olacak yayın ve yabancı dil bilgisi var bende...

Kısaca şöyle özetleyeyim;

Yabancı dilim Fransızca, grameri çok zordur.

Ülkemizde Fransızca okutmanlarının girdiği ve 

70 -75’i zor aldığı bir yabancı dil sınavından 

kursa gitmeden 64 aldım ben.

Türkiye'de profesör olmak için dil barajı 55.

Yayınlara gelirsek; 8 kitabım, 50’nin üzerinde makalem var.

Cumhuriyet, Radikal, Toplum Bilim, Birikim, 

Tarih ve Toplum, Toplumsal Tarih, Bilim ve 

Ütopya gibi gazete ve dergilerde 30 yıldan beri yazıyorum.

İzmir’in en büyük kültür envanteri 10 ciltlik 

Kent Ansiklopedisi’nin genel yayın yönetmeniyim. 

Yönettiğim yüksek lisans ve doktora tezleri,

Türkiye'nin en saygın sosyal bilimler ödüllerini aldılar.

Yani demem o ki ;

bu karanlıkta ve körlükte birtakım insanların ki;

onların -nasıl profesör olduklarını herkes biliyor-

o bütün ünvanları reddediyorum.

Ben böyle mutluyum...

Kalenderi dervişim. Sokaktayım. Halkın içindeyim!

Halkın Profesörü’yüm!

Bundan büyük mutluluk mu olur?’’

Bence olmaz Hocam!..

 

***

Akademik unvan taşıyanların uyduruk dergilerde 

makale yayımlama yarışında dünyada üçüncü olduğu

Türkiye’de bir akademisyen çıkıp profesörlük istemiyor!

(Neyse ki, Orhan Bursalı Ustam’ızın dünkü 

yazısından öğreniyoruz; YÖK bu akademik tüccarlığın 

önünü kesme kararı almış)

Üst seviyede kaliteli insan araştırmacı, sorgulayıcı, 

azimli yeni bir bilimci kuşağı

yetiştirmekten ve çağdaş ilkelerle 

bilim yapılmasından söz ediyor!

‘’Fikir özgürlüğünün olmadığı bir ortamda 

bilim özgürlüğü de olmaz’’mottosunu savunuyor!

‘’Cumhuriyetçi Atatürkçü çizgisinden/

Kuvvacı ruhundan’’ asla ödün vermez

Oktay Hoca gibi akademisyenlerin azınlıkta 

olmaması dileğiyle!..

Bu yazı toplam 973 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.