OKUYUN..OKUTUN..İŞTE CHP'Lİ AKADEMİSYENİN CHP İZMİR TESPİTLERİ

Ş.Y.Z.D....dört harf...açılımı " şimdi yeri zamanı değil" cümlesindeki kelimelerin baş harfleri...garip bir şekilde herkes kötülüğün ve şer in yanlızca bir toplumsal kesime ait olduğunu düşünüyor...avanta yemenin, çalışmadan bankamatik olmanın, ihale takipçiliğinin, güç karşısında ezilmenin, iktidara ve muktedir olana tapmanın hep tek boyutlu olduğunu , kendi mahallemizin pirü pak , kamucu, paylaşımcı ve sosyal adaletçi olduğu yanılsamasından ve gerçek ile yüzleşmek istemememizden kaynaklanan bir irade kaybı bu....güçsüzlük isteği kısacası...meşruiyeti ise karşı mahallede daha büyük soygun yapıldığı, memleketin yangın yeri olduğu bir zamanda içe dönük eleştirinin zamanı değil denilerek özünde aynı talana ve yağmaya cevaz vermek...haksızlık karşısında susmayı tercih etmek...şimdi yeri zamanı değil denilerek aslında hiç bir zaman sorgulanması istenmeyen duvarlar inşa etmek....o tarihsel belgeyi yayınladıktan sonra bir çok insan " ne olacak ki, olmuş bitmiş şeyler, akp daha kötülerini yaptı " yaklaşımıyla meseleye yaklaştı..vicdanlarımızı, akıl sağlığımızı, insanlığımızı bu nca yitirdiğimiz başka bir karanlık çağ var mı acaba? 4 günden beri sorumluları hiç bir açıklama yapmadan koltuklarında öylecene oturmaya devam ediyor...kanıksadık kötülüğü...anonimleştirdik...sosyal demokrasinin, demokratik sosyalizmin abecesinde eşitlik, dayanışma, adalet, hürriyet , hakça paylaşım ve insan var...beşeriyet var yani....iyilik var daha ötesi....iyilerin bir gün kazanacağına olan o müthiş iyimserlik var....zaten o yüzden İstanbul'da " her şey çok güzel olacak " mottosu tuttu...

ama gerçekten öyle olacak mı bu kaosta...yeni türkü, "biz büyüdük ve kirlendi dünya " diyordu ve o yalın gerçeği hepimizin yüzüne vuruyordu...

ortada ideoloji yok, değerler yok, sol kültür yok , bıraktım sol kültürü insani yaşanmışlıklara, hafızaya-belleğe saygı yok herkes bir ucundan maişet derdinde...

kimi bu hengamede eve ekmek görürme derdindeyken , kimisi ihale takipçiliği, iş takipçiliği, 22 d ve şürekası doğrudan temin derdinde...

herkes çapına göre bu talandan bir şeyler kapma derdinde...

kimisi garibanı belediyede işe aldıracağım diye cv tüccarlığï ve umut tacirliği yapıyor, kimisi kurban yerlerini ellerini ovuşturarak pazarlama derdinde, kimisi belediye koridorlarında yeni yönetimlerle nüfuz derdinde...

bol sayıda üye yapıyorlar...

herkesin elinde bir üye koçanı...

naylon fatura gibi...

dert pati içi iktidar...

yerel rantı kim götürsün savaşı...

akıllara zarar şeyler....

Karaburun'da bir belediye başkanı kendisini bir şirkete müdür atıyor...

hem müdür maaşı hem de belediye başkan maaşı alsın diye...

İBB'nin Ankara mahreçli Genel Sekreteri Narlıdere'de denize nazır trilyonluk tripleks villa yaptırıyor, hemde 3-4 trilyonluk...

devlet memuru maaşıyla bunlar nasıl oluyor soran yok...

zira şimdi yeri zamanı değil...

üzerinize afiyet bende devlet memuruyum...

hem de 33 yıllık!

ayın sonunu zor getiriyorum...

aldığım duyumlara göre bir belediye başkanımızın maaşına icra haciz koymuş...

sorgulamayalım şimdi yeri zamanı değil...

il başkanı , başkan seçildiği den bu yana makam arabası , şöfürü ve benzin giderleri Narlıdere belediyesinden...

onu da sorgulamayalım zira şimdi yeri zamanı değil...

öyle il başkanlığını bende yaparım...

ama ş.y.z.d...

buca'da kurban yerleri evkada, kaynaklarda ve ovada indiragandiciler tarafından paylaşılamıyormuş...

Konak ilçe başkanının değerli eşi Buca'da işe başlamış...

onu da sorgulamayalïm...

aslında hiç bir şeyi sorgulamayalım...

bunu mu istiyorsunuz siz kuzum...

bu nasıl devrimcilik, bu nasıl solculuk, sosyal demokratlık?

Tabi bütün bunları yapanlar devrimci, solcu, sosyal demokratsa sorduğumuz soruların bir anlamı olabilir...

yoksa gerçekten şimdi yeri ve zamanıdïr sorgulamanın...

biz yeni bir sol kültür ve gelenek inşa etmek istiyoruz...

gölge etmeyin artık ne olursunuz...

(Doç.OKTAY GÖKDEMİR)