TÜRK ŞİİRİNİN KİLOMETRE TAŞI; HASAN HÜSEYİN  KORKMAZGİL

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

TÜRK ŞİİRİNİN

KİLOMETRE TAŞI;

HASAN HÜSEYİN 

KORKMAZGİL

"Derler ki:

'Şairleri susmuş milletler ölmüştür'

Bu halkın şairleri hiç bir zaman susmamışlardır.

(Hasan Hüseyin -Kızılırmak-Ankara

7 Kasım 1971)

"ekmeği bol eyledik

acıyı bal eyledik

sıratı yol eyledik

geldik bugüne

ekilir ekin geliriz

ezilir un geliriz

bir gider bin geliriz

beni vurmak kurtuluş mu

kör olasın demiyorum

kör olmada gör beni"

****

"Hasan Hüseyin; derin duyarlılığı, gür sesi, geniş soluğu, renkli hayali, işlek Türkçesiyle diyalektik bir görüş ve insancıl bir bakışa yaşlanan hayat ve özgürlük tutkusu, devrim ve bağımsızlık özlemiyle kaynaşan bir şairdir."

Sivas Katliamı'nda yitirdiğimiz edebiyat eleştirmeni Asım Bezirci'nin Hasan Hüseyin hakkındaki yargısıdır bu. 

Yazının girisindeki

dizeler, şiir kitabının da ismini taşıyan "Acıyı Bal Eyledik"tendir.

(1973'tür ilk baskısı.

Bilgi Basımevi-Ankara. Kitap, Okan Yüksel  Ustam'ın bana armağanıdır.)

****

Şair ve Yazar Ahmet Özer yakın dostunu Gülseren Merve Yiğit ile yaptığı röportajda şöyle anlatır;

"Şair Hasan Hüseyin, Türk şiirinin kilometre taşıdır diyebilirim.

Onun şiiri, ülkemizin binlerce yıllık kültür-sanat birikiminin duyarlı bir yürekte köpüklü bir çağlayana dönüşerek ak kâğıtlara dökülmesinin serüvenidir(...)

Hasan Hüseyin 50’li yılların sonlarına değin geliştirdiği gür sesini, 1961 Anayasasıyla getirilen göreceli özgürlük ortamında kitaplara dönüştürdü. Bir Türkçe öğretmeni olarak ona sadece altı ay öğretmenlik yaptırdılar. Ondan sonraki yaşamı hapisler ve sakıncalı olmanın yoksunluğuyla geçti. Şiirimizin bir damarı daha kurutulmak istenmişti. Ondan önce kuşkusuz 40 Kuşağının büyük mirası vardı yazınımızda. Antiemperyalist ve antifaşist tavrın edebiyata yansıyan boyutuydu önümüzdeki(...)Hasan Hüseyin’in kitaplarının kimileri bir büyük destandır.

'Kavel', 'Temmuz Bildirisi', 'Kızılırmak', 'Kızılkuğu', 'Ağlasun Ayşafağı', 'Oğlak', 'Haziran'da Ölmek Zor' ve 'Acılara Tutunmak'

bir şiirin, bir nehre nasıl dönüştüğünü gösterir(...)

Birçok şiiri bestelendi, üzerine doktora çalışması yapıldı, onca yazı yazıldı, kitapları üst üste basıldı.

Hasan Hüseyin yapıtlarıyla şiirimize yön vermeyi sürdürüyor."

****

"Haziranda Ölmek Zor''dan dizeler;

(...)

yıllar var ki ter içinde

       taşıdım ben bu yükü

bıraktım acının alkışlarına

3 haziran '63'ü

bir kırmızı gül dalı 

şimdi uzakta

bir kırmızı gül dalı

iğilmiş üzerine

yatıyor oralarda

bir eski gömütlükte

yatıyor usta

bir kırmızı gül dalı

iğilmiş üzerine

okşar yanan alnını

bir kırmızı gül dalı 

nâzım ustanın

gece leylâk

       ve tomurcuk kokuyor

bir basın işçisiyim

elim yüzüm üstümbaşım gazete

geçsem de gölgesinden tankların tomsonların

              şuramda bir çalıkuşu ötüyor

uy anam anam

haziranda ölmek zor!

****

Hasan Hüseyin, toplumcu şairimizdir. Şiiri halktan beslenir. Dil zenginidir.

Destansı anlatım hakimdir şiirine.

Barış yazmıştır, özgürlük yazmıştır, emeği yazmıştır.

O genelde kırsala, toprağa, geleneğe bağlı bir damardan yanadır dizelerinde;

"Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin/Çünkü aşk her şeyden önce gelir sende/Oysa şiir önünde gitmelidir her şeyin...

Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin / Çünkü aşk / Kavganın içindedir / Çünkü sen / İçindesin kavganın..."

****

Şiirini bakın nasıl tarif eder Hasan Hüseyin?;

“Yıllardır yazar, çizer, söylerim:

Bilineni bilinmeze, görüneni görünmeze, duyulanı duyulmaza, kısacası, somutu soyuta itme değildir şiir’in işi. Tam tersi: Bilinmezi bilinir, görünmezi görünür, duyulmazı duyulur, duyumsanmazı duyumsanır, algılanmazı algılanabilir yapmaktadır."

Eşi Azime Hanım'ındır bu ifadeler de;

“Hasan Hüseyin gerçek bir emekçi halk çocuğudur.

Ve sınıfının bilincine, kitaplardan değil, bu sınıfın alınyazısını yaşayarak varmış bir kimsedir(...)

Her bir şiirin gün ışığına çıkarılışı, koskoca bir kavgaydı, sancıydı, coşkuydu, ölümdü. Kendinle boğuşmanın her bitiminde, bir başka yaratışın arayışlarına yönelir, yeni bir özgürlüğe doğru koşardın. Acıların yükünü kendine göre taşırdın…

Tepeden tırnağa arı bir ozandın sen..."

Türk Edebiyatının önemli şairlerinden biri olan öğretmen kökenli Hasan Hüseyin’in Sivas- Gürün'de doğup büyüdüğü ev, 'Şairler Evi' yapılmıştır.

****

Gözaltı. Kelepçe. Nezaret. İşkence. Davalar. Cezaevi. Yıllarca "Sakıncalı" muamelesi görmeler... Sürgün...

Ve 57 yıllık ömürde birbirinden muhteşem şiirlere imzalar...

"Ruhi Su, nasıl sesine Anadolu’yu yüklemişse Hasan Hüseyin de sözüne-şiirine Anadolu’yu yüklemiş ve kavga geleneğini sürdürmüştür!''

Türk şiirinin sembol isimlerinden Hasan Hüseyin'i aramızdan ayrılışının 40. yıldönümünde çok sevdiğim 

"Öyle Bir Yerdeyim ki" ile anıyorum. Şiir Atlasımız'a bıraktığı izlere saygıyla;

"Öyle bir yerdeyim ki

ne karanfil ne kurbağa

Bir yanım mavi yosun

Dalgalanır sularda

Dostum dostum

Güzel dostum

Bu ne beter çizgidir bu

Bu ne çıldırtan denge

Yaprak döker bir yanımız

Bir yanımız bahar bahçe

Öyle bir yerdeyim ki

Bir yanım çığlık çığlığa

Öyle bir yerdeyim ki

Anam gider Allah Allah

Öyle bir yerdeyim ki ne karanfil, kurbağa

Öyle bir yerdeyim ki

Bir yanım mavi yosun çalkalanır sularda..."