Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

ALKIŞLAYANLAR BÜYÜKTÜR!

A+A-

ALKIŞLAYANLAR BÜYÜKTÜR!

‘’Güzellik önce gelir, zafer ikinci sıradadır.

Asıl mesele ise zevk almaktır.’’

(Brezilya Kaptanı Dr.Socrates)

 

Spor Toto Süper Lig’de Göztepe ile

Trabzonspor, 23. hafta karşılaşmasında

Bornova Stadı’nda oynuyor.

Maç 3-1 Bordo-Mavili ekibin üstünlüğünde.

Teknik Direktör 

Ünal Karaman, 

‘’sahanın en iyileri’’

Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Parmak’ı

‘’alkışlatmak amaçlı’’ uzatma dakikalarında

oyundan alıyor.

Stadı tıklım tıklım dolduran Göztepe taraftarı

iki futbolcuyu ayakta alkışlıyor.

Maç bitiyor, Trabzonlu topçular kendi

seyircilerini selâmlamaya giderken

bir anda kendilerini alkışlayan Sarı-Kırmızlı

tribünlerin önünde buluyor, onlar da

bu harekete aynı şekilde karşılık veriyor.

 

***

Sezona öze dönüş stratejisiyle başlayan

Karadeniz ekibinin genç yıldızı Yusuf Yazıcı,

soyunma odasına yönelirken

Göztepe tribünlerinden bir cep telefonu atılıyor.

Yusuf ilk anda ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

Stat görevlisi kulağına bir şey söylüyor.

Yusuf telefonu alıp tribüne yöneliyor.

Telefonun sahibi ve diğer taraftarlarla

selfie yapıyor.

 

***

Maç bitiyor, basın toplantısına Ünal Karaman,

Göztepe’ye centilmenliklerinden ötürü

teşekkür ederek

başlıyor ve hemen ekliyor;

‘’Oynayanlar değil, alkışlayanlar büyüktür.

Ben Göztepe taraftarını tebrik ediyorum.”

Takımının galibiyetinde büyük rol oynayan 22 yaşındaki 

Yusuf Yazıcı da twitterdan şu paylaşımı yapıyor;

‘’Karadeniz’in bir çocuğu olarak

Ege’de gördüğüm nezaket benim için çok özeldi.

Göztepe taraftarına alkışları ve nezaketi için çok teşekkürler.’’

 

***

Statlarımızda, salonlarımızda hasret kaldığımız

Günümüzün endüstriyel futbolundan(!)

‘’şık manzaralar’’ bunlar.

Koro halinde küfürün, kaba sözün,

koltuk altlarında bin bir yolla

sokulan döner bıçakları yerine,

centilmen taraftar, zarif teknik adam

ve futbolculardan söz etmek!

 

***

İzlence sporları arasında geniş katmanlarda

en yoğun ilgi gören futbol ‘’insanlar’’ demektir.

‘’Gol atmak ve gol attırmamak’’ gibi de basit tanımlı

futbolun bunca tutulan bir oyun olması,

milyonları saatlerce günlerce

avutması; gerçek yaşama çok benziyor olmasıdır.

Futbol; tribünlere keyif veren, cezbeden, estetik

hareketlerin çoğunlukta olması gereken ve

sportmenlikle özdeşleşmiş bir anlayışla

‘’bütünleştiğinde’’ güzelleşir.

Kulüp sevgisi, renk aşkı, meşin

yuvarlak sevgisi; doğaldır.

Asla göz ardı edilemez bunlar!

Fakat hepsinin başında sporun tüm

dallarında olduğu gibi -futbolda da-

dostluğun, içtenlikli sevginin,

kardeşliğin ve Göztepe-Trabzonspor 

-zarif- örneğine

tanık olduğumuz centilmenliğin en önde geldiğini

unutmamak gerekiyor.

 

***

‘’Futbolun Mozart’’ı Lionel Messi

‘’Hayatta bir maçı kazanmak ve

kaybetmekten çok daha önemli şeyler

var’’ der.

O önemli şeyler de; dostluklar,

centilmenliktir!

Şampiyonluklar sonra gelir!..

Yineleyelim; 

spor dostluktur,

insanları sevmektir, güzelliktir.

O dostluk, bin 600 bilim dalının var olduğu Oxford’da insanoğluna

öğretilemeyen tek şeydir!

 

***

Bundan böyle yıllarca Ay-Yıldız’ı kuşanmış,

futbol dünyamızda mütevazılığıyla bilinen

Ünal Karaman Hoca,

‘’Oynayanlar değil alkışlayanlar büyüktür’’

sözüyle de anılacaktır.

‘’Erdemlilik işte budur’’a hep örnek olacaktır.

Şairin dediği gibi;

"Nicedir özlediğimiz insandan insana geçecek sevgiyi, umutları" da gösterecektir!..

Bu yazı toplam 1000 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.